AKP Sonrası Senaryolar
AKP sonrasıyla ilgili en özetleyici olasılık, kendinden sonra bırakacağı tahribatın ne derece büyük olacağıdır.
Bunu düşünmek için yani AKP sonrasını AKP henüz iktidardayken düşünmeye başlamak muhalif seçmen için doğru ve bir ümit kaynağıdır.
Peki bunu en çok kim düşünüyor?
Muhalifler dersek hızlı bir cevap vermiş oluruz. Neticede muhalifler AKP sonrasını düşünemiyor hatta AKP sonrasının hiç bir zaman gerçekleşememe ihtimalinin olduğunun çokça altı çiziliyor.
Birinci savları AKP'nin ne yapıp edip iktidarı bırakmayacağı, gerekirse Yunanistan ile savaşa girip güvenlik gerekçesiyle seçimleri erteleyecekleri, hatta iç savaş çıkarma ihtimalinin olduğu, hatta ve hatta mültecileri de silahlandırmak için Türkiye'ye getirdikleri. Bunları söylemekten bir adım geri durulmuyor.
Bu kadar korku senaryosu korku filmlerinde bile yoktur dersek yanılmış olmayız.
Fakat aynı muhalifler AKP'nin ucuza TOKİ konutları yapma girişimini de bir seçim hamlesi olarak vurgulamaktan da imtiyaz etmiyorlar. Aynı muhalifler sansür yasasının, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ve EYT ile ilgili çözüm iddialarının birer seçim hamlesi olduğunu söylüyorlar.
Peki ama burada bir çelişki göze çarpmıyor mu?
Eğer AKP seçimlere girmemek üzere politik senaryolar inşa ediyorsa o halde neden oylarını arttırmak ve seçilmek üzere bazı manevralara ihtiyaç duyuyor demezler mi insana?
Eğer AKP seçimlere girmemek için uğraşıyorsa o halde neden Rusya'dan alacağı doğalgazı seçimlerden sonra ödemek üzere Putin ile görüşüyor demezler mi? Derler.
Seçmeni en kötüsüne hazırlamaya çalışmak hatta seçmene umutsuzluk üzerine inşa edilen söylevler üretmek ile amaçlanan tam olarak nedir?
AKP'siz bir bir ülke tahayyülünü zorlaştıran bu söylemler AKP'nin yararına olmakla birlikte kararsız-umutsuz seçmen sayısını da çoğaltmaktadır.
O halde şunu soralım: Kararsız-umutsuz seçmen sayısı çok diye mi bu korku senaryoları inşa ediliyor yoksa bu korku senaryoları inşa edildiği için mi kararsız-umutsuz seçmen sayısı artıyor?
Cevabı hepimiz biliyoruz.
Hiç kimse kazanamayacağı bir seçime girmek istemez.
AKP'yi - bilerek Erdoğan demiyorum çünkü kökten AKP'nin fikri külliyatı yenilgiye uğratılmalı - yenilgiye uğratmak artık o kadar zor olmasa gerek. Burada önemli olan AKP'nin seçimleri kaybetmesi değil muhalefetin seçimleri kazanmasıdır.
Muhalefete rağmen AKP'yi yenilgiye uğratmak demek AKP sonrasını tahayyül etmenin daha da zor olacağı anlamını taşır.
Evet AKP yenilgiye uğrayacak fakat yeni kurulacak olan iktidar tam olarak ülkeyi nasıl yönetecek ikilemi bertaraf edilmeli ve seçmenin umutlu bir şekilde yoluna devam etmesinin yolları aranmalıdır.
Karanlık bir odada siyah eldiven aramaya son verilmeli ve seçmenin nasıl bir programa oy vereceği doğru bir şekilde gözlenmelidir.
Özetle AKP sonrası AKP'siz olmalıdır.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.