Vakit Kaybetmeden
Deprem felaketi üzerinden bir hafta geçti. Deprem bölgesindeki on şehir, ilçesiyle köyüyle bir haftadır hayata tutunmaya çalışıyor. Ülkenin geri kalanı da eliyle, aklıyla orada. Tüm halk bir damla suyla bile olsa yaraları sarmaya çalışıyor, birbirine kucak açıyor. Depremden etkilensin etkilenmesin tüm ülke bir enkazın altında. Ancak elleriyle bir ışık huzmesini yakalamak için çabalıyor.
Bu enkazın sorumluları boş durmuyor. Öfkeyi dindirmek, başkasına yönlendirmek ve kontrol altına almak için çabalıyorlar. Tehdit ediyor, OHAL ilan ediyor, seçimleri ertelemeyi gündeme sokuyor. Yağmacılardan kapıyı açıp işkenceyi meşrulaştırıyorlar. Bunlar hepimizin gözü önünde olanlar. Kapı arkasında planlananları bilemiyoruz.
Siyasi iktidara sahip olanlar bir günü bile boş geçirmeden hareket halinde. Peki bizlere düşen ne? Onlar bir adım atıyorsa on adım atmak değil mi? Hazırlıklarına karşı daha hazır olmak değil mi? Bunları yapmadan bu iktidarı yenmeyi hayal edebilir miyiz?
Üç ayda bir başka bir felaketle karşılaşıyoruz. Üç ayda bir canlarımızı gömüyoruz, yas tutuyoruz, yumruklarımızı sıkıyoruz. Kaç tane daha gerekiyor?
Bekleyecek başka felaket yok. Bekleyecek bir gün bile yok. Ne siyasi iktidarın hamleleri beklenmeli, ne de bu düzenin getireceği bir sonraki felaket. Gün bugün.
Siyaseti ertelemek, ötelemek, bekletmek… Adı ne olursa olsun her durumda ve koşulda egemenlerin işine yarar. Çünkü bizim kolektif siyasetimizden başka silahımız yok. Bu silah elimizden alındığında yalnızca başlarımıza gelecek felaketleri bekleriz. İşte asıl o zaman nefessiz, ışıksız ve umutsuz kalmış oluruz.
Ama umut var. Siyasetsiz değiliz. Son bir haftada tüm toplum sorumluların kim olduğunu gördü, bu düzeni değiştirecek bir öfkeyi hissetti. Öfkeyi örgütlemeli ve bu dalga egemenlerin kumdan kalelerini yıksın diye uğraşmalıyız. Sıradaki felaketi ancak böyle engelleyebiliriz.
Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.