Post

Umut

14 Mayıs seçimleri, Engels’in benzetmesiyle politik arenadaki herkes için bir termometre oldu. Teraziye çıktık ve tartıldık. Öngörülerin, hesapların ve planların hepsi somut durumun kendisiyle karşılaştı ve sonuçlarını gördük.

14 Mayıs’tan beğensek de beğenmesek de de çıkarabilecek en geniş kapsamlı sonuç topyekün olmayan bir yenilgi olduğudur. Yenilgi topyekün değil, zaten devrimciler için böyle bir ihtimal de olamaz. Yine de durumu ‘yenilgi’ olarak kavramsallaştırmazsak ileride karşılaşacağımız sonuçlarla gereğiyle yüzleşemeyiz.

28 Mayıs’ta bir şansımız daha olacak, gözümüzü diktiğimiz tepeye son gücümüzle bir hücum daha gerçekleştireceğiz. Bir umut bu yenilginin sonuçları hafifleyebilir. Ama o gün gelmeden de 14 Mayıs’ı konuşabiliriz.

15 Mayıs’ta başlayan tartışmalar bu yenilginin en somut sonuçlarıdır. Bir muharebeyi kaybeden orduda en başta moralsizlik gözlenir. En temel stratejiden en küçük taktiklere kadar her şey şüpheli hale gelir. Komutanlara güven azalır. Bazı tümenler dağılır, bazı subaylar kaçar. Bir tarafta yenilgiye olmayacak bahaneler bulunur. Bir tarafta bozguncular ortalığa dökülür. 

Yapılması gereken bu şüphe halinin olumlu bir eleştirelliğe çevrilmesi ve bir sonraki muharebe için dersler çıkarılmasıdır. Ancak bu kolay değildir.

Eğer tüm muhalefeti büyük bir birleşik ordu olarak kabul edersek, bu muharebede şunları gördük: Anketlerle, araştırmalarla ölçüldüğü iddia edilen veriler güvenilir değil. Seçim öncesi Kılıçdaroğlu’nu önde göstermeyen araştırma neredeyse yoktu diyebiliriz ancak sonucun öyle olmadığı ortada. İkinci tura kalması elbette daha yüksek bir ihtimaldi. Ancak seçim akşamı bunun bile olamayabileceğini gördük, Erdoğan çok küçük bir farkla yüzde 50’nin üzerine çıkamadı. Bu durum, Millet İttifakı’nın adayının belirlenmesi sürecinde yapılan ‘kazanacak aday’ tartışmalarını bile boşa düşürecek kadar önemli. Çünkü aynı verileri sunanlar, Kılıçdaroğlu’nun yarışı bir şekilde önde bitireceğini de söylediler ve öyle olmadı.  

Elbette burada oy hırsızlığını hesaba katamıyoruz. Çünkü 14 Mayıs’ın ikinci sonucu şu: Muhalefetin öyle veya böyle sandık usulsüzlüklerini başta engellemek, engellenemeyenleri ise tespit edip itiraz etmek için güvenilir bir aracı yok. Senelere, seçimden seçime her türlü deneyime rağmen yok. Seçim günü çok büyük oranda bir usulsüzlüğün yapılamadığı artık genel kanı gibi görünüyor. Ancak şimdi de seçim gününden çok önce sonuçlanan bir süreci; yani sahte seçmenleri, yabancılara dağıtıldığı iddia edilen vatandaşlıkları, nüfus artışıyla açıklanamayan seçmen artışını konuşuyoruz. Maalesef şimdi konuşuyoruz. 

Bu iki mesele bile tek başlarına yenilginin sebepleri olabilir. Bir ordunun yenilgisi için keşif uçaklarının olmamasından, ikmal yollarının korunmamasından başka ne sebep gerekir ki? Bu nedenle diğer eksiklerden bu sefer bahsetmeyelim ama şunu diyelim: Son gece sınava çalışan öğrenci psikolojisinden çıkılması gerekiyor.

Yenilgi yaşandıktan sonra bazı tepeleri o kadar kolay alamayacağımızı, hedeflerimize o kadar hızlı ilerleyemeyeceğimizi, işlerin biraz daha zorlaşacağını kabul etmekten başka çaremiz yok. 28 Mayıs’ta işimiz daha zor olacak. Yine de o son hücumu gerçekleştireceğiz. 28 Mayıs’tan sonrası da o veya bu şekilde zor geçecek. Buna da hazırlanmalıyız.

Devrimcilerin bir muharebe kaybedildi diye dönecekleri bir köyleri olmaz. Onlar savaşların vatansız askerleridir. Umudumuz zaten hep buradaydı, hep de burada olacak.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Dünya Çapında

Post

Umut

Post

Muharebe Meydanımız

Post

Vakit Kaybetmeden

Post

Fark Eder

Post

Kaçmayı Hayal Etmek

Post

Parçanın Değil Bütünün Peşinde

Post

Çatlaklar Hallolmaz, Çelişkiler Kaçınılmaz

Post

Savaşa Karşı Tutarlı Yol

Post

Savaş Kapitalizmin Kuralıdır

Post

'Geççek' ama 'Kuzu Kuzu' Bekleyerek Değil

Post

Sosyalistler için Tespit, Amaç ve Yöntem