Post

Aileler Islah Evi: Nafaka Kırbacı

Emekçilerin ekonomik çöküşünde “Aile Yılı”nın getirdiklerine devam ediyoruz.

“Yargı reformu strateji belgesi.” Torbasına dair haberler çıkıyor. Torba niteliği ise hiç değişmiyor. İşte o torbanın içinden tüm emekçilerin, emeklilerin yokluk ve yoksulluk çektiği bu dönemde ‘nafaka hakkı’ düzenlemesi çıkıyor, bir de boşanmalarda aile arabuluculuğu. Öğreti şu: Aman ha sakın boşanma! Ekonomik zorluk çekiyorsan sebebi, “ahh o kadınlar!”

İster nafakanın sınırlandırılması, ister arabuluculuk olsun her ikisi de eşit olmayan taraflar arasında gündeme geldiğinde olan kadınlara olacak. Sanki her alanda eşitmiş gibi bu öneriler dile geliyor. Oysa ki eşit değiliz. Anlıyoruz ki kadınları bastırmanın, güçsüzleştirmenin bir aracı da, hele bu yoksullukta, “Aile Yılı”. Aileler dağılmasın, arabuluculuk olsun, boşanacaksa da haklarından feragat etsin. Erkeğin dediği olsun, 3 kuruşluk nafaka da düzenlenirse, kadınlar ne hali varsa görsün.

Bu düzenlemelerin geldiği varsayıldığında kadınların boşanmaya cesaret edemeyeceğini öngörmek zor değil. Şiddet sürse de kadın için boşanmak bir seçenek olarak görünmez artık. Çünkü kadınlar açlıkla terbiye edilir.

Aile yılında her aileyi kadınlar için bir ıslah evine çevirmek istiyorlar. Lakin artık uslanmayız.

Yardım Değil Nafaka Hakkı, Lütuf Değil Hak

Nafaka hakkının düzenlenmesi istenirken kullanılan argümanların amacı da, niyeti de, altında yatan da kadını konumlandırdıkları yeri ortada çıkarıyor. Habertürk’ün haberinin o bölümünü sizinle olduğu gibi paylaşıyorum: AK Parti kaynakları, süresiz nafakanın kanunda yer almadığını, yargıtay içtihatlarına bağlı olarak uygulandığını belirtti. “Çok kısa süreli evlilikler var, 6 ay 1 yıl kadar. Genç yaşta kişinin yeniden evlenmesine ve ekonomik sorunlarla karşılaşmasına sebebiyet veriyor." ifadelerini kullandı. AK Parti kaynakları, çalışabilecek durumda olan ancak nafakası olduğu için çalışmayan kişiler olduğunu da kaydetti. "Zayıf olan burada genelde kadın olduğu için onun bir ekonomik yokluk yaşamaması öngörülüyor. O yüzden nafaka takdim ediliyor. Bu hakkı da kötüye kullanmamak lazım.” dedi.

Yine hakkı kötüye kullanan kadınlar, erkeklerin üzerinden geçinen kadınlar, sırf o 3 kuruş nafaka için evlenip boşanan kadınlar. Kadın demek bunlara göre ‘şeytan’ demek.

Ekonomik sorunları, sözde, çok önemsediğini söyleyen AKP yetkilileri, yine birkaç numara ile sorunların sebebini kadınlara bağladı. Eskiden de, kadınlar çalıştığı için işsizlik artıyor, demişlerdi. Şimdi de kadınların nafakası yüzünden ekonomik sorunlar yaşanıyormuş.

Çalışabilir durumda olup çalışmayan ve nafaka alan, onunla geçinebilen kaç kadın var, bir veri paylaşılmasını çok isteriz. Soyut ifadeler yerine somut yaşananlardan yola çıkalım. Milyonlarca yoksul kadından, işgücü bile sayılmayan kadından, ‘ev hanımı’ deyince yemeği, her şeyi önüne seriliyor sanılan kadından yola çıkalım mı?

Yasal hak ile yardım arasında epeyce farklı bir ele alış söz konusu olur. Önceki yazılarda da farklı örnekleri ile anlatmıştım, şimdi bu örnekle de tekrar edelim: 

İhtiyaçlar hak olarak görülürse o zaman kamu hizmetleri düzenlenir. Yardımlar, adı üstüne yardımdır. Yardım alan hiç bir zaman hak öznesi olarak görülmez hep el açmak durumundadır, soru soramaz, karşı gelemez, bağımlı kalır.

Nitekim akıllarının nasıl çalıştığının özeti de İl Milli Eğitim Müdürü’nde vuku buluyor. Fıtratını gösteriyor, kadın öğretmenlere diyor ki: “Benim hanım çalışmıyor. Siz de çalışmayabilirsiniz.” Bu görüş boşandığında da nafaka vermek istemez.

Peki, AKP ne öneriyor nafakaya dair? 

Evlilik süresine göre nafaka süresi belirlenmeli diyorlar. Nafakası sona eren kadınlara da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından sosyal yardım verilmesi planlanıyormuş. Konu yine yardıma bağlandı, hak ortadan kalktı.

Medeni Kanun'un 187. maddesi; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” diyor. Kanunlar bu sebeple önemli.

Ekseriyetle yoksulluğa düşen taraf kadınlar.

Ayrıca mahkemelerin muhalefeti susturmak için verdiği kararlara sonuna kadar sahip çıkan siyasi iktidar, söz konusu nafaka olunca mahkemelere güvenmiyor. Ekonomik zorluk yaşayan erkeklerin öfkesi de siyasal iktidar eliyle kadınlara yönlendiriliyor.

DİSK-AR’ın ‘Kasım 2024 İşsizlik Raporu’na göre geniş tanımlı işsizlik pandemi seviyesine gelmiş. Geniş tanımlı kadın işsizliği de yüzde 38,3 ile tarihi zirvesine ulaştı, diyor. Cumhurbaşkanı ise “Son bir yılda kadın iş gücümüzü 429 bin, kadın istihdamını da 397 bin artırdık” diye güzel haberler veriyor. OECD ülkeleri arasında kadın istihdamı oranı yüzde 60’ın üzerinde. Türkiye ise genellikle yüzde 50’nin altında kalarak en kötü sıralarda. Sebep olarak bakım, eğitim gibi alanlarda yeterli destek sistemlerinin olmaması yer alıyor. Bizim hükümet ne diyor? Yardım yapacağız diyor. Sistem kurmak, hizmet sunmak değil yardım.

Kadınları yoksulluğa düşüren sebepler ortadan kalkmadığı sürece nafaka hakkının tartışılması demek, alabilenler için zaten 3 kuruş olan nafakanın da ortadan kalkması anlamına geliyor. Bunu düşünmek kadınları boşanmaktan vazgeçmeye yönlendiriyor.

Çok mağdur olduğunu ifade eden erkekler için de artık sorunun kaynağını doğru yerde arama zamanı gelmemiş midir? Öfkelerini hepimizi böylesi bir ekonomik girdaba sokan siyasi iktidara yönlendirmeleri gerekmez mi? Keşke olabilseydik parçası ama asgari ücreti belirlemiş olanlar da kadınlar değil, temel ihtiyaçları karşılamayanlar da kadınlar değil. Erkeklerin hayatlarını iyi günde iyileştirmiş olan kadınlar boşanmak isteyerek sadece kendi hayatına dair bir karar veriyorlar. Bunun da artık anlaşılması gerekiyor.

*Fidan Ataselim'in bu yazısı ilk olarak 5 Şubat Çarşamba günü gazeteduvar.com.tr’de yayınlanmıştır.

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Aileler Islah Evi: Nafaka Kırbacı

Post

“Aile Yılı” Gerçekleri

Post

Kadınlar 6284’le Yaşar, Mücadeleyle Özgürleşir

Post

Çocukları da, Çocukların Geleceğini de Yaktınız

Post

Mahsa Amini ve Türkiye’deki Tehditler

Post

Adaletimiz: 26 Suçtan Serbestlik

Post

Çocuklar Aç, Okullar Pislik İçinde

Post

Paketinizle 6284’e Dokunamayacaksınız

Post

Katlimize Ferman: Aile Odaklı Politika

Post

Kimin için bu Kayyım?

Post

Anneler için Karanlık Paket

Post

6284 Anahtarımız

Post

İstanbul’dan Hakkari’ye Feministlerin Köprüsü

Post

Soyadı Deyip Geçme

Post

Teklifi Durdur, Canları Yaşat

Post

Köpekleri De Vuramazlar

Post

Nefreti Bulaştırmayın

Post

Güller Serpilebilir, Kadınlar Yaşayabilir

Post

En Azla Yaşama Yarışı

Post

Şiddeti Seyreden AKP, Mücadele Eden Biz

Post

Narin Nerede?

Post

Narin’i Bulduk, Adalet Nerede?

Post

Meydanı Boş Bırakmayan Kadınlar

Post

Bir Davadan Bir Mitinge Kadınlar Yürüyecek

Post

Özgürlüklerimiz Artık Ayakta!

Post

Feminizim Bir Eleştiridir

Post

İdam Değil İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

Post

Böyle Reform Olmaz

Post

Örgütleneceğiz, İstanbul Sözleşmesi'ni Uygulatacağız