Post

Bir Genç Neden Sosyalist Olmalı?

Bir hayalet dolaşıyor yıpranmış genç kuşaklar etrafında. Komünizm hayaleti. Avrupa’nın bütün sermayeder işbirlikçileri, Amerikanın hayal satan rüyasına körkütük bağlı olan fedaileri, Asya'nın iki yüzlü bağnaz işgalcileri ve vazgeçilmez olan Ortadoğu'nun şatafatlı diktatörleri hep birlikte bu hayalete karşı kutsal bir ittifak içine girdiler (geçmişte ve günümüzde girilmiş olan ittifaklara ithafen).

On yıllardır yürütülen komünizm karşıtı propagandalar… ‘O kızıl bir kötülük. İnsanlığın ve dünyanın sonunu getirecek. Onu yok etmeliyiz.’ Teorik savaşta ağır yenilgilerden çıkan bu  reklamcı dedikoduları hiçbir dayanağı ve argümanı olmadan hala saldırmaya devam etmekte. Peki ne işe yaradı bu dedikodular? Yada soruyu farklı soralım. Kimlerin işine yaradı? Cevabı bence günümüzde ki krizlerden az çok anlaşılmıştır. 

Kapitalizm ile dünyanın yaşanabilir bir gelecek düşüncesi günümüzde en başta doğanın isyan kılıçlarını çekmesiyle geri tepti. Çekilen kılıçlar bedelini insanlığa ve yaşama en ağır şartları ile ödetmeye devam etmekte. Bitmek bilmeyen yangınlar, moloz yığınları etrafında kaybolmuş yeşil alanlar, salgın hastalıklar, adeta çöp havuzlarına dönüşen denizler ve okyanuslar, en ufak zelzele ile yıkılan beton kentler ve sonu gelmeyen felaketler. Marx ve Engels abimize savaş açanlara bakın hele. Biz gençlere ve dünyaya ne çok şey sunuyormuş böyle. 

‘Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir’. Patron ile işçi, yandaş ile yurttaş, köy ağası ile topraksız köylü, öğrenci ile kayyum rektör (buraya saray ve yalakalığını yapan, biz öğrencileri müşteri ve ucuz işgücü olarak gören tüm kesimleri de ekleyebiliriz). Yani ezen ile ezilen birbirleriyle sürekli karşı karşıya gelmişler, ‘her seferinde ya toplumun tümüyle devrimci bir dönüşüme uğramasıyla ya da çatışan sınıfların ortak yıkımıyla sonuçlanan, kimi zaman gizliden gizliye, kimi zaman açıktan açığa, ama  dur durak bilmeyen bir mücadele içinde olmuşlardır’.

Ne çok taraf varmış demeye kalmadan ezen ile ezilen görüldü neyse ki. Taraflar aslında açık ve net. İki tarafın ne istediği ortada. Peki bir genç ne istiyor? Yok olan geleceğini tekrardan var etmek mi yoksa her defasında kendisine sahte hayaller satan kalpazan bir düzeni mi? Geleceği yok olmuş her genç kardeşimizin aklında ‘eşit ve adil bir düzen olması gerektiği’ düşüncesi muhakkak vardır. Fakat burda devrimci bir marksist olmayı gereksiz gören, sınıf mücadelesi ile gençlik siyasetini birleştiremeyip devrimci olmayı üniversite solculuğundan öteye taşıyamayanları göz ardı etmemek gerekmekte. Bu kesime karşı en güçlü silahımız marksizmin ışığında teorik çalışmalarımız olacaktır.  

Sorunun varlığı tüm taraflar tarafından asgari düzeyde bile olsa kabul görmekte. İş soruna çözüm konusuna gelince çıkar ve menfaat ilişkisi devreye giriyor. Kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden burjuvayı anladık da komünistleri yardım kuruluşu/derneği olarak gören ve göstermeye çalışanlara ne demeli? Bir de buralarda örgütlü bir şekilde mücadele edenler var. Örgütlü oldukları doğru, sayılarının kısmi olarak fazla olduğunu da ele alabiliriz, çalışkan bir devrimci tutum sergiledikleri de yalan değil AMA buradaki arkadaşların yürüttükleri siyaset marksizm ile uyumlu mu? . Biz komünistler işçi sever bir tutum ile yardımlaşmadan veya soruna yara bandı tıkamaktan yana değiliz. Var olan sorunu kesin ve net bir şekilde tedavi edebileceğimizi iddia ediyoruz. Gençlik için ise düşünülen siyaset sınıf siyaseti ile bağdaştırılamadığı sürece üniversite solculuğundan öteye gidemeyecektir. İşte o zaman deneyimsiz, tecrübesiz arkadaşlar solculuktan üniversiteden mezun olur gibi mezun olurlar. Politik programı olmayan, siyasi hedefleri yerine ‘’taleplerimiz var, taleplerimiz var’’ söyleminden öteye gidemeyen arkadaşlar çalışkanlıkları ile her ne kadar iyi niyetli olsalar da sönümlenecekleri bir gerçek.

Siyasetin her alanında genç komünistler görüşlerini ve niyetlerini gizlemeye tenezzül etmemelidir. Geleceklerini kazanma hedefinin şimdiye kadarki her türlü toplum düzeninin zorla devrilmesiyle ulaşılabileceğini açıkça ilan etmeliler. Varsın kayyum rektörler ve ferman aldıkları saray eşrafı genç bir komünistin örgütlü mücadelesinden korkusun. Gençlerin geleceksizlikten başka kaybedecekleri bir şeyi yok ama kazanacakları yeni bir dünyaları var.

Bir gencin komünist olması demek; geleceği için ayağa kalkıp mücadele etmesi, sorunlara teorik çözümler bulup pratikte bu çözümleri gerçekleştirmesi; haksızlığa, yolsuzluğa, ötekileştirmeye, ırkçılığa, ranta, ayrımcılığa ve sömürüye karşı sessiz kalmayıp bunlara karşı mücadele etmesi demek.

Yarınları var edecek genç komünistler olarak örgütlü mücadelemiz ile bize savaş açan bu düzeni göndereceğiz!

Komünist Parti Manifestosu’nun rehber olması dileğiyle…

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

AKP Kaybetti

Post

Süssüz Ağaçlar Değil Yıldızsız Ağaçlar Kalmasın

Post

Sorun Psikolojik Değil Ekonomik

Post

Sarayın Ampülü Çok, Öğrencinin Çatısı Yok

Post

Bir Öğrencinin Borç Defteri

Post

Bir Genç Neden Sosyalist Olmalı?

Post

Ders Başladı, Kapitalizm Sınıfta Kaldı

Post

Değişmeyen Üniversite Politikası: 12 Eylül’ün YÖK'ü, Saray’ın Kayyım Rektörü

Post

Korkularla Yüzleşip Gulyabanileri Defedeceğiz

Post

Muhalefetin Büyük İmtihanı

Post

Tek Seçenek Örgütlenmek

Post

Filistin Halkına, Kürt Halkına, Ortadoğu'ya Özgürlük