Post

Uysa da Söyledi Uymasa da

Bir televizyon programına konuk olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücrete yönelik gerçeklikten kopuk bazı sözler sarf ediyor: “Asgari ücretle ile ilgili hiçbir ülkede olmayan yeni uygulamaları da başlatmış olduk. Gelir ve damga vergisini kaldırdık. Bunu kaldırmakla birlikte asgari ücretli vatandaşlarımızın cebine giren parayı artırmış olduk. Asgari ücrette diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda aslında çok iyi bir noktadayız. Avrupa ülkeleriyle de karşılaştırdığınızda öyle, Afrika ya da Asya ülkeleriyle de öyle.”

Ne diyeyim, kendimizi asgari ücret seviyesi açısından Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmak müthiş bir cesaret. Avrupa ülkelerindeki asgari ücret de belli, bizim memleketteki asgari ücret de. Bakan bey bir heyecana gelmiş söylemiş ama asgari ücret, enflasyon gibi TÜİK tarafında perdelenebilir bir rakam değil. Çünkü maalesef bunu bir binada, oturup şudur diye keyfi olarak söyleyemiyorsunuz. Ücret denilen mevhum, bir çalışanın eline teker teker sayılarak verilen bir para. Buna TÜİK’in “yok yok o yüksektir” demesi mümkün değil.

İnsan hani memleketiyle ilgili üzülür ya, çaresiz kalır. Benim bunu yaşadığım bir konu var. Sürekli gözümün önünde uçuşuyor. Belirsiz aralıklarla Tayyip Erdoğan çıkıp “İsteseniz de istemeseniz de bunu böyle yapacağız” diyor. Bunun “beğenseniz de beğenmeseniz de” versiyonu da bulunuyor. Erdoğan bu kalıbı keşfetmiş olmakla çok yetenekli olduğunu düşünüyor sanırım. Oysa ki bazen de “bizim medeniyetimizde şöyle şöyle erdemler var” diye sayıveriyor. Bunu söylemesi çok iyi ama sonra çıkıp “isteseniz de istemeseniz de” böyle yaptım demesi o anlatmaya çalıştığı medeniyete uymuyor.

Yine Erdoğan’ın sık kullandığı bir “helalleşmek” tabiri de biliniyor. Senin hakkın bana geçtiyse helal et, benim hakkım sana geçtiyse de helal olsun manasında. Karşılıklı olarak bağışlamak gibi. “Çocuğum beni bağışla, Ahmet Abi sen de bağışla” gibi. Özür dilemek ya da kusura bakma demek de aynı görülebilir. Nihayetinde “kusura bakma” demek ne güzel iki kelime.

Ne acıdır ki Erdoğan bu iki kelimeyi de eski yerinden oynattı. Israrla ve inatla yapacağı işleri, sinirlenmiş olarak anlatacağı zaman “kimse kusura bakmasın” diye başlıyor. Lakin kusurlusun ve kusurlu olduğunu görüyoruz. Kusurlu olduğunu bile bile, epeyce bir nüfusun bundan rahatsız olacağını bile bile yapıyor. Hatta bundan bir nevi memnun olduğunu belirtmiş oluyor. Her şeye eyvallah da bu hareketi, anlatmış olduğu ve herkesi sıklıkla davet ettiği güzel medeniyetimize uymuyor.

Bakan Işıkhan tam olarak Cumhurbaşkanı’nın izinden yürüyor. O da bu sefer demek istiyor ki: “Uysa da söyledim uymasa da söyledim.”  Kıyaslaması yapması gayet doğru, kıyaslama yapmak aklın bir metodu. Gelgelelim Avrupa ülkelerindeki asgari ücretle bizdeki asgari ücret kıyaslamasında olumlu sonuçlara varmanın gerçekle bir bağlantısı yok. Aslına bakılırsa bakan beyefendi çok tehlikeli sularda yüzüyor.

Tıpkı diğer bakan Hakan Fidan gibi. Dışişleri Bakanı Fidan da Beyaz Saray’daki Erdoğan ve Trump görüşmesinden sonra 27 Eylül’de şöyle bir açıklama yaptı: “Şu anda almayı beklediğimiz KAAN’ın motorları var. ABD Kongresi’nde bekletiliyor ve lisansları durmuş durumda. Onların lisanslarının hayata geçirilmesi ve motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin.” Yani uçağı uçuracak motor yok. Uçak uçmuyor, asgari ücret açlık seviyesinin altında. İki bakan da baltayı taşa vurmuş durumda.

Avrupa Birliği’nin “Eurastat” adında resmi bir web sitesi var. Orada bütün karşılaştırmalı veriler yer alıyor. Son güncellemenin 13.08.2025 tarihinde yapıldığı o web sayfasına kolaylıkla baktığımızda şunu görüyoruz. Aylık asgari ücret Lüksemburg’da 2.704, Almanya’da 2.161, Fransa’da 1.802, Slovenya’da 1.278, Polonya’da 1.100, Yunanistan’da 1.027, Hırvatistan’da 970, Malta’da 961, Çekya’da 841, Karadağ’da 670. Bu rakam Türkiye’de ise 558 Euro.

Bir orantı yapacak olursak Lüksemburg 5, Almanya 4, Yunanistan 2 katımız fazla asgari ücret veriyor çalışanlarına. Demek ki, bizim Bayburt kadar ülke olan Lüksemburg bizi beşe katlıyor. Çok soruluyorsa bizden düşük asgari ücrete sahip birkaç ülke var ve Ukrayna bunlardan biri. Hatırlamak istersek Ukrayna bugün savaş halinde.

Şeytan bunun neresinde Bakan Vedat Işıkhan? Bu manzarada neyimiz iyi olarak görüyorsunuz? Hasan’ın durumu Hans’a oranla iyi mi?

Şunu da açıklamış olayım tabii ki, bakan bir yanıltma yapmış olamasın. O asgari ücret dediğiniz rakamı Avrupa ülkelerinde çok az sayıda emekçi bir ücret olarak alıyor. Asgari ücretle çalışanların oranı yüzde olarak İspanya’da 0.8, Portekiz’de 4.4, Almanya’da 6.6, Yunanistan’da 8.9 ve Romanya’da 13.3. Türkiye’nin durumunu söyleyecek olursak: Asgari ücretin altında, asgari ücretle ve yüzde 10 fazlası ücretle çalışanların oranı yüzde 49. Yanlış okumadınız yüzde elliden bir eksik.

Çok açık görüldüğü gibi kazın ayağı bakan beyefendinin söylediği gibi değil.

Açıklamayı bir borç bilirim.

İlgili Yazılar

Post

Uysa da Söyledi Uymasa da

Post

Geldik Bugüne

Post

Kürt Halkını Savunacağız

Post

7 Milyon İşçinin Ücreti

Post

Parsel Parsel Satan Bir Sanık Aranıyor

Post

Sistemin Eleştirisi

Post

Son Gülen İyi Güler

Post

Yorumlamanın Gücü

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

Kamusal Emeklilik Hakkı Savunulmalı

Post

Gerçekçi Ol, İmkansızı İste

Post

Tam Kurtuluşun Yolu

Post

Ortadoğu’daki Dalgalanmalar

Post

Ara Aşamalar

Post

Kişi Başına GSYH 720 Binse, Asgari Ücret 50 Bin TL Olmalı

Post

Colani Golan Tepelerini Savunmadı

Post

Metal İşçisi Yüzde 125 Zam İstedi

Post

CEO’ları Kıskanıyor Muyuz?

Post

Alım Gücü Bin Lira Düştü

Post

Belki Şehirlerimize Bir Barış Gelir

Post

Ordu’nun Dereleri Yukarı Akmaz

Post

Kaç Bin Yıllık Hasretimin Koncası

Post

Meydanları Boş Bırakma

Post

6 Saatlik Çalışmayla Herkese İş

Post

Arkadaşlık Taklit Edilemez

Post

Emekçilerin Bir Doğrusu Yüz Tane Eğriyi Düzeltti

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı