Post

Asgari Ücret Belirlenirken Prensipler

Hikâye nereden başlıyor? Hikâye, hayatını sürdürebilmesi için insanın yemesi içmesi gerektiğinden başlıyor. O nedenle davamız ekmek davası. Ekim Devrim’i esnasında Rusya için de bu böyleydi. Ne var ki dikkatimizden kaçmasın Rusya’da insanlar ekmeği her gün ancak birkaç dilim bulabiliyordu. Devrimden önceki mayıs ayında, şehirlerde oturanlar için kişi başına yarım kilo olan ekmek tayını, Petrograd ve Moskova’da önce 375 grama, sonra 250 grama indirildi. Rusya için gerçekten yiyecek ekmek yoktu, sorun doğrudan doğruya kıtlıktı. Ekmeğin olmaması bir metafor değil, acı bir gerçekti.

Bugün sorun ekmek yiyememek olmasa da, sorun hâlâ doğru dürüst beslenememek. Açlık sınırının altında gelir elde etme sorunundan, bunun hemen ötesindeki barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım sorunlarına gelemiyoruz. Birinci engelde takılıp kalıyoruz.

Şair “Utanırım fıkaralıktan, / Ele, güne karşı çıplak… / Üşür fidelerim, / Harmanım kesat.” diyor. Biz “fıkaralıktan” değil açlık çekmekten utanmanın safhasındayız. Karın tokluğuna bile çalışır halde değiliz. Karnımız tok sırtımız pek olmaktan uzağız. Bir ayakta kalabilme mücadelesi veriyoruz.

İşçi sınıfı hayatını sürdürebilmek için çok çalışıyor. Ya fazla mesai yapıyor ya da ikinci bir iş peşinde. Bu kadar çok çalıştığı için fiziksel bir çöküşle karşı karşıya. Türkiye’de haftalık ortalama fiili çalışma süresi 43 saat.

Çalışarak çözemezse borçlanıyor işçi sınıfı. Bunu yaparak geleceğini yakıyor.

Son çare olarak devletten yardım almak zorunda kaldığında, manevi olarak baskılanıyor.

Ya fiziksel çöküş, ya geleceğinin de yok oluşu, ya da manevi bir acı.

Eksiksiz kuşatılmış durumda.

Ülkede sadece sınırlı sayıda bir insan grubu asgari ücret almıyor. Bilakis, çalışanların neredeyse yarısı asgari ücrete talim ediyor vaziyette. Bu da, ufak çapta bir asgari ücret konusunu değil, genel ortalama ücreti konuşuyoruz demektir.

İşçi sınıfı hayatını sürdürmek için çalışmak ve bir ücret almak zorunda. Karla, faizle, rantla, vergi kaçırarak ve ihale vurgunculuğuyla gelir sağlayacak hali yok kendisine. İşte bütün mesele de bu. Açlığının da, yoksulluğunun da, geleceksizliğinin de, manevi yıkımının da sebebi bu.

Ücret emekçilerin doğrudan üretim faaliyetinden kaynaklanan hakkı. Bu hakkını bir kenara koyarak, başka bir konuya yönelemez. Burada hiçbir dolambaçlı ilişki yoktur. Emek vermiştir, alın teri akıtmıştır, göz nuru dökmüştür ve bunun karşılığını alması gerekir. Üretim faaliyetinden kaynaklı hakkına bile sahip çıkamazsa işçi sınıfı, hiçbir şeye sahip çıkamaz. Doğanın kanunu gibi neredeyse.

İşte bu tartışmasız gerçekten dolayı, asgari ücretin belirleneceği günlere doğru yaklaşırken, bir numaralı gündem budur. Çünkü ücreti korumaya çalışmaktan başka bir yol yok.

Gündem budur ve bu gündemin arkasına her şeyden önce muazzam bir politik mücadelenin yığılması gerekir. Net konuşan, net prensipler ortaya koyan ve net rakam açıklayan bir siyasal mücadele.

Çalışanların yarısı asgari ücret alıyor. O çalışanlar sendikalı olmaktan ve toplu pazarlık koşullarından mahrum bırakılıyor. Toplu iş sözleşmeleri sendikasız işyerlerine uygulanmıyor. O halde asgari ücretin belirlenmesi süreci, bu ülkedeki en büyük toplu pazarlık süreci haline dönüşmüştür anlamına gelir.

Gerçek politik taraf, asgari ücret almak zorunda kalan işçileri politik olarak savunan taraftır. Asgari ücret alan işçileri savunan bütün emekçi perspektifine sahip örgütler ve onun en başında gelen Asgari Ücret İnisiyatifi’dir. Devlet ve sermaye sahipleri tarafı varsa, emekçiler tarafı da olmak zorundadır. Artık asgari ücret alan emekçilerin mücadelesi sahipsiz ve politik donanımdan yoksun değildir.

1 Aralık’ta, DİSK Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan; Aziz Çelik, Deniz Beyazbulut ve Zeynep Kandaz tarafından kaleme alınan 2026 Asgari Ücret Araştırması yayımlandı. Orada asgari ücretin tespit edilmesi esnasında dikkate alınması gereken iki prensip açıklanıyor:

“1. İşçinin Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Kriteri (Aile, Hane halkı ve diğerleri): Asgari ücret, uluslararası standartlara (ILO, BM) uygun olarak sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de geçim şartları dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

2.Büyümeden Pay: Asgari ücret sadece enflasyona göre değil, genel ücret düzeyi, toplu pazarlık ve ülke ekonomisindeki büyüme (Kişi Başına GSYH) dikkate alınarak saptanmalıdır.”

En büyük sorun asgari ücretin belirlenmesini hükümetin ve patronlar sınıfının keyfiliğine bırakmaktır. İşçilerden yana taraf en başta bunu reddetmeli ve işçi sınıfını savunan prensipler ileri sürmelidir.

Başlangıç yeri burasıdır ve başlamak gerekir.

 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Asgari Ücret Belirlenirken Prensipler

Post

Somut Programın Başarısı: Mamdani

Post

Teke Düşüyoruz

Post

Tabii ki Demokrasi İstenecek

Post

Uysa da Söyledi Uymasa da

Post

Geldik Bugüne

Post

Kürt Halkını Savunacağız

Post

7 Milyon İşçinin Ücreti

Post

Parsel Parsel Satan Bir Sanık Aranıyor

Post

İyi Bir Başlangıç

Post

Tek Adam Rejimi Tekledi

Post

Açlıktan Öte Köy Var mı?

Post

Emsalsiz, Tek ve Kıyaslanamaz Değiliz

Post

Asgari Ücret 42.300 Lira Olmalı

Post

Asgari Ücreti Kıyaslamak

Post

Asrın Hortumlaması: 133,5 Milyar Dolar

Post

Enflasyonu Ücretler Yaratmıyor: 5 Kanıt

Post

Üreten Biziz, Paylaşan Da Biz Olacağız

Post

Emeğin Tam Karşılığı, Tam Refah, Tam İstihdam

Post

Haklılığımızı Açıklıyoruz Ve Kanıtlıyoruz

Post

Üç İnsandan Biri İşsiz, Dört Çocuktan Biri Aç

Post

Kurban Edilmek İstenen Emekliler

Post

Köylülere Her Yönden Saldırı

Post

Kamusal Emeklilik Hakkı Savunulmalı

Post

Gerçekçi Ol, İmkansızı İste

Post

Tam Kurtuluşun Yolu

Post

Ortadoğu’daki Dalgalanmalar

Post

Ara Aşamalar

Post

Kişi Başına GSYH 720 Binse, Asgari Ücret 50 Bin TL Olmalı

Post

Colani Golan Tepelerini Savunmadı

Post

Metal İşçisi Yüzde 125 Zam İstedi

Post

CEO’ları Kıskanıyor Muyuz?

Post

Alım Gücü Bin Lira Düştü

Post

Belki Şehirlerimize Bir Barış Gelir

Post

Ordu’nun Dereleri Yukarı Akmaz

Post

Kaç Bin Yıllık Hasretimin Koncası

Post

Meydanları Boş Bırakma

Post

6 Saatlik Çalışmayla Herkese İş

Post

Arkadaşlık Taklit Edilemez

Post

Emekçilerin Bir Doğrusu Yüz Tane Eğriyi Düzeltti

Post

Yorumlamanın Gücü

Post

Son Gülen İyi Güler

Post

Sistemin Eleştirisi

Post

Olmaktan Korktukları Yerdeler

Post

Tarih Bir İpucu Bekliyor

Post

Yarını Bugünden Kurmaya Başlamak

Post

Kamu Yararı için Ürün ve Hizmet Yaratmak

Post

Yön Göstermek

Post

Somut Koşulların Somut Analizi ve Siyaseti

Post

AKP Bir Geri Dönülmez Felakettir

Post

Orman Yangınlarında Bütün Tohumlar Ölmez

Post

Kerelerce Ölçülen Gelir Adaletsizliği

Post

Alem Buysa Kral Popülistler

Post

İşçi Sınıfı Şart Koşabilir

Post

Sefalet Endeksi

Post

Birkaç Ağaç ve Bir Nefes

Post

Ücret ve Kar Tahterevallisi

Post

Laiklik Şimdi ve Hep Gerekli

Post

Enflasyonun Yarattığı Sefalet

Post

Enflasyonun Sebebi Açlık Sınırındaki Ücretler mi?

Post

Bütçede Değirmenin Suyu Nerden Gelir Nereye Gider

Post

Anayasa Mahkemesini Bir Kez Tanımamak

Post

Gençler Sadece Asansör İstemez

Post

Emek ve Demokrasiden Yana Cumhuriyet

Post

Yahudi Olmayan Çocuklar da Çocuktur

Post

Elin ve Evin İyisi

Post

Göz Hizasında Siyaset

Post

Dördüncü Kuvvet Dik Duruyor

Post

Beton Bina ve Fabrika

Post

Smaç Sebep Sayı Sonuçtur

Post

Sorun Geniş Bir Zaman ve Mekanda

Post

Ekmek İstiyoruz ama Gül De

Post

Parti İşçi Sınıfını Besteler

Post

Kamu Mülkiyetini Kurtarmak

Post

İçeriksizlik Fırtınası

Post

Ormanlar Bizim, Kahrolsun Kapitalizm

Post

“Esset” Değil Halkın Öz Varlıkları

Post

Var ve Yok Listesi

Post

Karşı Kültür

Post

Günbegün Ücret Mücadelesi

Post

Aslanı Kediye Boğdurmak

Post

Sonradan Hatırlananlar

Post

Seçimin Yarattığı Yorumlama İmkânı

Post

Erdoğan’a Yetki Yok

Post

Mülkiyet Sorunu

Post

Halkın Temel İhtiyaçları, Kamu Hizmeti Olarak Karşılanmalı

Post

Örgütlü Gücü Meclis'e Taşıyalım

Post

Hiçbir Yerden İzin Almamak

Post

Mahirleri Anmak Değil Anlamak

Post

Hareketin Hareket Halindeki Doktrini

Post

Denizlere Çıkar Sokaklar

Post

Tabutta Röveşata

Post

Buyurunuz Buradan Yakınız, Mösyö Hükümet

Post

Depremin Siyaset Üstü Olmaması

Post

Basra Harap Olmadan Önce

Post

Halkın Birikimlerinin Bağımsızlığı

Post

Görev Zamanı

Post

Bu Daha Başlangıç

Post

Kaynaşmış Değiliz

Post

Bolsonaro Tavuğunu Yalnız Yemesin

Post

Suriye Sınırını Değil Açlık Sınırını Geç

Post

Neden Yapmasınlar?

Post

Hayallerin de Sadakate İhtiyacı Vardır

Post

Büyük Pasta, Küçük Pay

Post

Yine Sınırlama Esas, Hürriyet İstisna

Post

Seçenek Biziz

Post

Üç Husus

Post

Radikalizm

Post

Örgütlü Toplum Parlamentoya Rengini Vermeli

Post

İşçi Sınıfı Programı Vaat Eder

Post

Güç Siyasetle Yapılır

Post

Yenilgi Sonrasında Yorumlamanın ve Politik Programın Yitimi

Post

İşçi Sınıfının Tahtına Oturmaya Kalkışmak

Post

Hedef, Özne ve İktidar Organı