Post

Kürt Meselesi ve Devrim

“Bir ulus başka bir ulusu ezdiği sürece, kendisi de özgür olamaz.”

— Karl Marx

Tarihsel Gölge

Türkiye ve bölge siyaseti, yüzyılı aşkın süredir Kürt meselesinin gölgesinde şekilleniyor. Bu mesele yalnızca etnik bir hak arayışı değil; tarihsel, toplumsal ve sınıfsal dönüşümlerin merkezinde duran bir çatışma alanıdır. Kürt halkı uzun yıllar kimliğinin inkârına, kültürel baskılara ve devlet şiddetine karşı direndi. Günümüzde bu mücadele, yalnızca ulusal haklar için değil; demokratikleşme ve toplumsal adalet talebinin de direniş simgesi hâline gelmiştir.

1990’lardan itibaren Kürt hareketi, barış ve müzakereyi stratejik bir araç olarak kullanırken, toplumsal örgütlenme, demokratik inisiyatifler ve gerektiğinde silahlı direnişi bir arada yürüttü. Bu stratejik esneklik, hareketin Türkiye içinde, bölgesel ve uluslararası düzeyde etkili bir güç haline gelmesini sağladı.

2025 itibarıyla Kürt hareketi, Türkiye’deki siyasal gelişmeler ile Irak, Suriye ve İran’daki dengeler arasında şekillenen bir konjonktürde mücadele ediyor. Ekonomik kriz, toplumsal çelişkileri derinleştirerek halkların özgürlük taleplerini sınıfsal taleplerle birleştiren yeni bir zemin oluşturdu. Bu nedenle Kürt meselesi, Marksist-diyalektik analiz olmaksızın kavranamayacak ölçüde çok katmanlı bir toplumsal ve politik gerçekliktir.

Burada kritik olan nokta, Kürt meselesinin yalnızca “kimlik sorunu” değil, aynı zamanda bir sınıf sorunu olduğudur. Madenlerde çalışan, inşaatlarda güvencesiz işlerde hayatını kaybeden, metropollerde en ağır sömürü koşullarında çalışan Kürt işçileri; sınıfsal çelişkilerin en görünür temsilcilerindendir. Dolayısıyla Kürt sorununun çözümü, yalnızca etnik kimliğin tanınmasından değil, aynı zamanda bu sömürü zincirinin kırılmasından da geçmektedir.

Barış Stratejisi

Kürt hareketi, tarihsel olarak barış ve diyaloğu savunan bir politik aktör oldu. 2024 Ekim’inde TBMM’de Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına uzattığı el, sembolik bir hamle olsa da stratejik anlam taşıyordu. Barışı sürekli savunan bir hareketin bu tür adımları görmezden gelmesi mümkün değildir; aksi durumda hem halkına hem de uluslararası kamuoyuna karşı tutarsız bir pozisyon alınmış olur.

Marksist-diyalektik bakış, toplumsal süreçlerin çelişkiler üzerinden ilerlediğini gösterir. Kürt hareketi için barış, nihai bir ideal değil; devletin otoriter mekanizmalarını sınırlamak, toplumsal alanlar açmak ve devrimci mevzileri güçlendirmek için bir araçtır. Bu açıdan barış girişimleri teslimiyet değil; özgürlük alanlarını genişletme ve toplumsal kazanımlar elde etme stratejisidir.

Devletin uzun yıllar boyunca uyguladığı baskı ve ekonomik izolasyon politikaları, Kürt hareketini bu stratejik esnekliği geliştirmeye zorladı. “Demokrat olmayanlarla barış yapılır mı?” sorusu, tarihsel materyalizmi göz ardı eden yüzeysel bir yaklaşımdır. Zira tarih, stratejik diyalog olmadan çözümün mümkün olmadığını gösteren örneklerle doludur.

Demokratik Konfederalizm

2025 itibarıyla Abdullah Öcalan’ın gündeme taşıdığı tartışmalar, Kürt hareketinin barış ve demokrasi stratejilerini yeniden şekillendirdi. Demokratik konfederalizm, halkların gönüllü birliği, kadın özgürlüğü, ekoloji ve yerel demokrasiyi merkezine alan bir modeldir. Bu model yalnızca Kürt halkının toplumsal örgütlenmesini güçlendirmekle kalmaz; bölgedeki tüm ezilenler için de bir alternatif yaratır.

Kadınların örgütlenmesi ve aktif rolü, bu modelin temel unsurlarındandır. Rojava’daki kadın meclisleri ve savunma birlikleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı direnişin somut örneğini oluşturmakla birlikte devrimci potansiyelin genişlemesine de hizmet eder. Sosyalist hareketin görevi, bu hamleleri anlamak, somut dayanışmayı büyütmek ve enternasyonal bir perspektifle sahiplenmektir.

Kürt halkının stratejik kazanımları, sosyalist hareketin enternasyonal sorumluluğunu doğrudan etkiler. Öcalan’ın vizyonu, dogmatik bağlılıkla değil; stratejik bir referans çerçevesiyle ele alınmalı, halkla dayanışma ve toplumsal örgütlenme önceliklendirilmelidir. Bu süreç, toplumsal dokular arasında geçişken ilişkiler kurularak genişletilmeli; hiçbir kesim dışarıda bırakılmadan programlı bir katılım sağlanmalıdır.

Rojava ve Bölge

Rojava’daki demokratik konfederalizm deneyimi, bölgesel dengelerin kritik bir düğüm noktasıdır. ABD, Rusya, Türkiye ve İran gibi güçlerin çıkar çatışmaları arasında sıkışan Kürt hareketi, halk meclisleri, kadın örgütlenmeleri ve özsavunma birimleri aracılığıyla toplumsal bir alternatif yaratmaktadır. Bu yapı, yalnızca askeri ya da politik bir varlık değil; toplumsal yaşamın bütününü kapsayan bir devrimci deneyimdir.

Irak Kürdistanı’ndaki Barzani-Talabani dengeleri ve ekonomik kriz, Kürt halkının birleşik bir strateji oluşturmasını zorlaştırıyor. Marksist-diyalektik perspektif, ulusal hareketlerin iç çelişkilerinin ancak sınıfsal bilinç ve enternasyonal dayanışma ile aşılabileceğini vurgular.

Dolayısıyla Suriye ve Irak’taki dengeler, Kürt hareketinin stratejik esnekliğini zorunlu kılmaktadır. Silahlı mücadele, müzakere, toplumsal örgütlenme ve diplomasi birbirini tamamlayan araçlar olarak kullanılmakta; bu çok boyutlu strateji, hareketin hem varlığını korumasını hem de toplumsal kazanımlar elde etmesini sağlamaktadır.

Ekonomi ve Toplum

2025 ekonomik krizi, Türkiye’de emekçi sınıfları ağır bir yıkımla yüz yüze bırakmış, toplumsal çelişkileri derinleştirmiştir. İşsizlik, yoksulluk ve sermaye saldırıları, Kürt halkının özgürlük mücadelesi ile sınıfsal taleplerin kesiştiği yeni bir alan yaratmaktadır.

Kürt halkı; köylerden metropollere göç eden işçilerden, üniversitelerde eğitim hakkı için mücadele eden gençlere, Rojava’da kadınların öncülük ettiği devrimci yapılara kadar her alanda örgütlenmektedir. Bu kesişme noktası, Türkiye’de devrimci potansiyelin en somut zemini olarak ortaya çıkmaktadır.

Marksist analiz, ekonomik kriz ile ulusal sorunların birbirini derinleştirdiğini gösterir. Halkın bilinçlenmesi ve örgütlenmesi, sınıfsal ve ulusal taleplerin birleştiği eksende devrimci sürecin merkezinde yer alır.

Barış ve Mücadele

Kürt meselesi çözülmeden Türkiye’de demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesi başarıya ulaşamaz. Barış girişimlerini küçümsemek, mevcut iktidar düzeninin ömrünü uzatmaktan başka bir işe yaramaz. Oysa barış, devrimci bir araçtır; halkların bir araya gelmesini, mücadele mevzilerinin güçlenmesini ve toplumsal kazanımların somutlaşmasını sağlar.

Kürt halkının mücadelesi, baskının en yoğun ve tecridin en ağır olduğu dönemlerde dahi özgürlüğün yolunu aydınlatmıştır. Sosyalist hareketin görevi, bu dinamiğin yeni paradigmal yönünü sahiplenmek, dayanışmayı yaygınlaştırmaktır. Barışı savunmak, devrimi savunmaktır.

Marksizmin bilimsel-diyalektik yöntemi, süreçlerin birbirine bağlı olduğunu gösterir: Barış örgütlenmeyi güçlendirir; örgütlenme devrimci potansiyeli artırır; devrimci potansiyel yeni barış alanları açar. Bu diyalektik zincir, Kürt halkı ve bölgedeki tüm ezilenlerin özgürlük mücadelesinin temel mekanizmasını oluşturur.

Sosyalist Sorumluluk

Sosyalist hareketin Kürt meselesi karşısındaki sorumluluğu açıktır: Kürt halkının mücadelesini yalnızca ulusal haklar düzeyinde değil, devrimci sürecin asli bileşeni olarak görmek gerekir. Sekterlik, dar grupçuluk ve Kürt hareketinden mesafelenme, devrimci sorumluluğu zayıflatır.

Uluslararası sol çevreler, Kürt hareketini çoğunlukla teorik düzeyde desteklese de pratikte somut dayanışmadan uzak kalmaktadır. Türkiye’deki sosyalist çevreler de çoğu zaman söylem düzeyinde sınırlı kalmıştır. Oysa görev açıktır: Kürt halkının stratejik hamlelerini sahiplenmek, dayanışmayı örgütlü ve somut bir güce dönüştürmek.

Kürt meselesi, yalnızca Kürt halkının değil, bölgedeki tüm halkların kaderini belirleyen bir eşiktir. Dolayısıyla sosyalist hareketin tarihsel sorumluluğu, ulusal sorun ile sınıf mücadelesini aynı potada eriterek devrimci bir çıkış yaratmaktır.

 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Kürt Meselesi ve Devrim

Post

Büyük Hırsızların Cumhuriyeti

Post

Gazze Emperyalizm, Soykırım ve Direniş

Post

Meşruiyeti Çöken Düzen, Yükselen Devrim İhtimali

Post

Çürüyen Düzenin Ortak Kaderi

Post

Faşizm ve Emperyalist Krizin Küresel Boyutu

Post

Kayyum Siyaseti ve Solun Sessizliği

Post

Eğitimde Gericileşme ve Patriyarkanın Yeni Formları

Post

Kapitalist Çürüme ve Devrimci Program İhtiyacı

Post

Mütevazı Bir Teklif 5.0

Post

Sistem Çöküyor Kopuşun Zamanı Şimdi

Post

Yeni Paylaşım Savaşı ve Halkların Direniş Hattı

Post

Bu Düzen Çöküyor, Devrimciler Ne Yapmalı? Nasıl Yapmalı?

Post

Tarihsel Kırılma ve Devrimci Yeniden İnşa

Post

Doğa Yanıyor, Rejim Susuyor

Post

Yeni Müesses Nizamın Krizi, Direnişin Praksisi

Post

Geçmişten Geleceğe Kürt Mücadelesi Tarihi

Post

Devrimci Örgütlenme ve Kurucu Strateji

Post

Kapitalizmin Yolu Savaşlara Çıkıyor

Post

Basın Özgürlüğünü Savunalım

Post

Savaşların Karşısındaki Gençlik

Post

Gezi’nin Gücü, İktidarın Korkusu

Post

Avrupa’da Faşizm Hayaleti mi Dolaşıyor?

Post

İktidarın Krizi, Milliyetçilerin Saldırıları

Post

Yoksulluğun Karşısında Somut Politik Program

Post

İddiasını Yitirmiş Sosyalist Hareket

Post

Ortadoğu'nun Felaketi, İsrail

Post

Faşist Hareketi Besleyen Politikalar

Post

Bir AKP Politikası: Sorunu Çözme, Ortadan Kaldır

Post

Gemisini Kurtaran Kaptan Olamayız

Post

Devrimin Güncelliği

Post

Karanlıktan Çıkışın Yolu

Post

Yönetememe Krizinin Sonucu: Anayasa Tartışması

Post

Bölgesel Savaşlar Denklemi

Post

Yönetememe Krizi Derinleşiyor

Post

Sağlık Kamusal Bir Haktır

Post

Halkların Mücadelesi

Post

Bir Çöküş Hikayesi

Post

Tarihsel Çelişki

Post

Zor Zamanlar Devrimci Eylemi Gerektirir

Post

Suriye’deki Senaryolar

Post

İdeolojik Manipülasyonlarla Mücadelenin Yolu

Post

Gezi Güncelliğini Koruyor

Post

Yargı Bağımsızlığı Ayaklar Altında

Post

Gözde Sermayedarlar Devri

Post

“Güler Yüzlü Kapitalizm” Maskesi

Post

Farklı Mücadeleleri Kesiştirmek İçin

Post

Otoriterleşen Rejimlere Bakış

Post

Sosyalist Bir Alternatif İçin

Post

Gençlik Bu Düzene Direniyor

Post

Trump’ın Küresel Göçmen Politikalarıyla Faşizme Giden Yolu

Post

1968’den Bugüne Mücadelenin Sürekliliği

Post

Türkiye: Kriz, Direniş ve Gelecek

Post

Kapitalizmin Dijital Ağlarında Bir Heyula Dolaşıyor

Post

Ortadoğu’daki Çatışmaların Jeopolitik Sonuçları

Post

Kapitalizmin Çöküşüne Karşı Radikal Bir Yol Arayışı

Post

Filistin Direniyor, Dünya Suça Ortak Oluyor

Post

Krizin Derinliğinde Yaşayanlar, Direnişin Ucunda Yürüyenler

Post

Trump’ın Avrupa’sı: Faşizm, Savaş ve Yeni Düzen

Post

Gelişen Direnişlerin Dönüştürücü Potansiyeli

Post

Yıkılmayan Kentler İçin Rant Düzenini Yıkmalıyız

Post

Kilitlenme

Post

Yeni Egemenlik Rejimi

Post

Yaşamak İçin Direnmek Zorundayız

Post

Ortadoğu’da Yeni Oyun, Eski Hesaplar

Post

Zihinleri Teslim Alamazsınız

Post

Ortadoğu’da Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar

Post

Avrupa’da Militarist Restorasyon ve Sınıf Savaşı

Post

Kriz Rejimi ve Direnişin Toplumsal Zemini

Post

CHP’ye Operasyonlar, Rejimin Krizi ve Emek Cephesi İhtiyacı

Post

Direnişi Susturamazsınız Gazze, Halkların Ortak İsyanıdır

Post

Kürt Sorunu Silahlı Mücadeleden Siyasal Yeniden Kuruluşa

Post

Ortadoğu’da Emperyalist Kaosun Anatomisi

Post

Kapitalizmin Gıda Krizi

Post

Yıkıma Karşı Birlikte Mücadele

Post

Krizi Ancak Mücadele Aşabilir

Post

Kapitalizmin Krizleri

Post

Kapitalizmin İçinden Bir Olgu: Faşizm

Post

İnsanlığın Seçimi

Post

Yeni Bir Yüzyıl

Post

Emperyalizmin Savaştan Başka Planı Yok

Post

Tespit ve Çözüm

Post

Emperyalizmin Göçmen Planı

Post

Koşullar Mükemmel, Ya Biz?

Post

İnsanlığın Ortak Mirası

Post

Eğitimde Uçurumun Kıyısında

Post

Karanlığı Biz Durdurabiliriz

Post

Ülkenin Sorunlarıyla Uğraşmak Zorundayız

Post

Tek Yumruk Olalım

Post

Fransa'da Maske Düştü

Post

Bay Başkan

Post

Gereğini Yapacağız

Post

Siyasi İktidarın Enkazı

Post

Kavşaktayız

Post

Amok Koşucusu Nereye Koşuyor?

Post

Fişi Çekmeye Hazır mıyız?

Post

Masalın Sonunu Getireceğiz

Post

İtalya’da Sandıktan Ne Çıktı?

Post

‘Kral Çıplak’ Diyelim Kralı Gönderelim

Post

Bu Kış Avrupa’da Bir Hayalet Dolaşır mı?

Post

Kapitalizm İçin İşler Yolunda Gitmiyor