Post

Cevap C Şıkkı

Tarih tekerrür ediyor ve genç kuşak kötünün iyisini seçmek zorunda olduğu algısıyla bir seçim sürecine giriyor. Mevcut iktidarın baskı politikalarından nefes alamayan gençler daha demokrat olduğu kanısıyla altılı masaya bel bağlamış durumda. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, sermaye iktidarıyla onun bir tutam özgürlükçülük serpiştirilmiş düzen muhalefeti tarafından demokrasiye aç bırakılan bizler kurtarıcı bekliyoruz. Bu iki düzen dinamiğini birbirinden bağımsız ve birbirine tamamen zıt değerlendirmek ise bizi hataya düşüren beylik sebep. Biri dini manipülasyonlarla ilerlerken diğeri milliyetçilik ve Kemalizm üzerinden gitmekte. Lakin ikisinin de hangi sınıfın çıkarlarını savunduğu gün gibi ortada. Asgari ücrete enflasyonun yarısı bile olmayan miktarda zam yapmakla göğüs kabartan iktidarla, yurttaşın cebinde ulaşım için dahi para bırakmayan bu sistemde “Ayşe ablayı” var eden muhalefet tarzının burjuvaziye sırtını dayadığını anlamak güç değil. Düzen muhalefeti yoksulluğu aşağılamaktan, düzenin muhalifleri ise ‘bu halk böyle yönetilmeyi hak etti’ demekten başka ne yapmış! Yoksulları aşağılamak, yoksulluğu yaratanlara baş kaldırmaktan daha konforlu olsa gerek, öyle ya temsili demokrasinin koltukları, patronların iki dudağının arasından çıkan sözle sallanır.

Biz gençler olarak bu tabloda başarı ve girişimcilik senaryolarıyla avutulmaya çalışılan özneleriz. Çok çalışırsak, bir de şansımız yaver gitti mi bizler de birer kapitalist olabiliriz. Etrafımız başarıya nasıl ulaşılır temalı La Fontaine’den masallarla çevrili. Ulaşmak için yürünen yolda lazım olacakların ahvalinden bahseden yok. Eşit imkanlarla çıkmadığımız yolda bizi birbirimizle yarıştırmak bizimle dalga geçmekten başka nedir! Ağzımızda gümüş kaşıkla doğmuşsak dikenli yollar gül bahçesi. Eğer tam tersiyse hayat bir imtihandır, sabırlı olmak lazım! 850 lira kredinin 700 lirasını yurda verip üstüne 4 kat faizle ödemenin adı sömürü değil imtihan olmuş. Mevcut iktidarın emekçi halkın çocuklarına reva gördüğü vaziyet ortada. Peki altılı masa gençlere ne vaat ediyor?

- KYK kredi borçları sıfır faizle yapılandırılacak
Devletin sermaye sahiplerini memnun etmek için imkanlarını olabilecek en minimal seviyede tutarak gençlere parasız eğitimi sağlamaktan imtina etmesi AKP’ye has bir durum değil. Bu gerçeği muhalefetin önümüze sunduğu bu vaatten bile anlayabiliriz. Parasız eğitimden söz etmek bir yana dursun sıfır faizli borcu ödeyemeyecek durumda olan gençlerden bile söz açılmıyor. Yoksa onlara göre de mi bu imtihan? Mezun olduktan sonra iş bulamayan gençler ne yapacak peki? Onlar için söylenen tek bir söz var mı? Genç işsizlik devasa bir hızla gitgide büyürken bu sorunu sadece liyakatla çözebileceklerine gerçekten inanıyorlar mı yoksa burjuvazinin eğitim kurumlarını ticarethaneye çeviren boş buldukları apartmana üniversite açma çılgınlığına dur diyebilecekler mi? Bu soruların cevabı muhalefet kanadında yok, çünkü bu sorular gençlerin eğitim ve barınma haklarını pazara çıkaran sermaye sahiplerinin keyfini kaçırıyor.

- ÖTV’siz elektronik eşya.
Eğitim hakkı temel haktır ve bu hak için gerekli tüm imkanlar devlet tarafından sağlanmalı, özel sektörün insafına bırakılmamalıdır. Ayrıca bu vaadin mevcut ekonomik krizde realitesi nedir? Bu vaadin bir anlam ifade edebilmesi için elektronik eşyaların vergisiz fiyatlarının cep yakmaması gerekir. Altılı masa bu ekonomik krizi 6 ay içinde toparlamaktan bahsederken bilim insanlarının söyledikleri ise tam tersi, kaldı ki elimizde muhalefetin ekonomi programı dahi yok. Gerçi ittifaklardan birinin devlet çay bardağı mı üretecek laflarından sonra bu ekonomi programının içeriğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Özel sektörün eline bıraktığımız her üretim alanı krize girmeye mahkum çünkü kapitalizmin kendisi çelişki yuvasıdır. En ama en basitinden kaynağını doğadan alıp sonra ona pisleyen bir sistemin çelişkili olmadığını nasıl iddia edebiliriz? Kendi kaynağını yok eden bu sistem bize hangi elle tutulur vaziyeti vaat edebilir? Hal buyken meselemiz ÖTV’siz elektronik eşya değil, tüm temel hak ve ihtiyaçların devlet tarafından sağlanması olmalı. Yaşadığımız yüzyılda teknoloji hayatımızın ve özellikle eğitim hayatımızın mihenk taşı olmuşken, ki pandemi süreci bunun en somut örneği, imkanı olmayan gençlerin bu hizmete nasıl ulaştırılacağından bahsetmemek, muhalefetin de bize kadercilikten başka bir şey oynamayacağı anlamına geliyor. Biz bu kaderciliğin çürümüşlüğünü pandemi döneminde eğitimin geldiği vaziyette fazlasıyla gördük.

Kaldı ki bizim meselelerimiz bu iki vaatle mi çözülecek? Ana muhalefetin yaptığı gençlere biberon uzatmaktan başka hiçbir şey değil. Biz gençler işsizlik, yoksulluk gibi sorunlarla baş etmeye çalışırken bize verilen vaatlerin oyun konsolu, telefon vb. olması çocuk avutmakla eşdeğer. Bugün gençlerin yarısı intihar eğiliminde iken diğer yarısı kaçıp daha özgürlükçü kapitalistlere sığınmanın derdinde. Bu iki düzen dinamiği yarımızı ölüme gönderirken yarımızı denize düşüp yılana sarılmaya itiyor. Gençlerin asıl sorunlarından kilometrelerce uzak kalmak isteyen ana muhalefet köşelerde TikTok videosu çekmekle meşgul. Uzak kalmak istemek diyeceğiz tabii ki çünkü asıl sorunlara inerlerse kapitalizme muhalif olmak zorunda kalacaklar ve dolayısıyla kendi ayaklarına sıkacaklar. Zaten halkın sokağa çıkmasından iktidardan daha çok korkan muhalefet mi bize yakınlaşıp bizim sesimiz olacak? Gülünç.
 
Buradan ulaşacağımız nokta şudur; İktidarın politikalarının sonuçlarını fazlasıyla öderken, düzen muhalefetinin ‘yaralarınıza merhem olacağız’ tadında vaatlerine bel bağlamamalıyız. Biz gençlerin meselesi bu yaraları saran politikalar değil, yaraların sebebini ortadan kaldırmak olmalı. Asıl sorun kaynağı kapitalizme odaklanmalı, fırçayı değiştirmekle yetinmemeli ve tabloyu yeni baştan çizecek çözüme yönelmeliyiz. Derdimiz meşruiyetini aldığı sözleşmelerde, anayasalarda haklara saygı çığırtkanlığı yapıp bu hakları bize pazarlama derdinden başka bir şey gütmeyen kapitalizmle olmalı, onu daha özgürlükçü politikalarla sürdürenlerle vakit kaybetmemeliyiz. Perspektifimiz kendimizden çıkmalı, örgütlenmeli;  milyonluk temsilcilerimizin değil, bizim söz sahibi olduğumuz sosyalizmi hayata geçirmeliyiz.
 

Yarın, geniş bir yazar kadrosu ile günceli değerlendirme, siyasi gelişmeleri takip etme, öngörme, anlama ve fikri bir yön çizme hedefindedir. Ancak yayınlanan yazılardaki görüşler, Yarın Yayın Kurulu’nun politik değerlendirmeleriyle tümüyle aynı çizgide olmayabilir. Farklı değerlendirmelere sahip olsalar da mücadeleye katkı sunacağını düşündüğümüz tüm yazılara yayın ilkelerimiz çerçevesinde yer vereceğiz.

İlgili Yazılar

Post

Almanya Seçimlerine Yeşil ve Soldan Bir Bakış

Post

Umudumuz Örgütlü Mücadelemizde

Post

Batı’nın Göçmen İkiyüzlülüğü

Post

Ödememek ve Ödeyememek

Post

Al Gözüm Seyreyle

Post

Cevap C Şıkkı

Post

COVID-19 Günlerinde Anti-Kapitalist Siyaset

Post

Salgın Durumu Üzerine

Post

İş, Aş, Barış

Post

‘Zeytinlilerin’ Kazanacağı Günler Yakın

Post

Gotham’ın Delileri Ne Kadar Kahraman?

Post

Yolsuzluk Saray Düzeninin Çimentosudur

Post

Düzenin Ekonomiye Çözümü Yok

Post

Mesele Bakanlık Değil Kürt Halkının Temsil Hakkı

Post

Ege’nin İki Yakasının Tek Çözümü: Göndereceğiz

Post

Ekonomik Kriz Yayılırken Savaşlar da Yayılacaktır

Post

Seçime Bir Adım Kala Sosyal Konut Projesi

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yola çıkıyor!

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı program çerçevesi açıklandı

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı yol haritasını binlerin katıldığı halk buluşmasında açıkladı

Post

İtalya’da Seçimler Neyi İşaret Ediyor?

Post

Başörtüsü, Özgürlükler ve Devrimci Siyaset

Post

Savaşsız Bir Dünya İçin Emekçilerin İktidarı Gerek

Post

Madenlerde Tek Çare Kamulaştırma

Post

Sansür Yasasını Yenebiliriz

Post

Yeni Gezi Direnişleri için Mücadele Arkadaşlarımızı Savunacağız

Post

İşçi Emekçi Mitingiyle İşçi Hareketinde Bir Adım Daha

Post

Seçim Ekonomisi Pansumansa İşçi Emekçi Hükümeti Tek Çözüm Olabilir

Post

Rejim Özgürlüklerimizi Söküp Alacak Güçte mi?

Post

İnşaat-Sen Sendikaların Yüz Akı, Yaşasın İşçilerin Kayı İnşaat Zaferi

Post

EHP Gençliği 6 Kasım'da Gençlik Konferansı'na çağırıyor

Post

EHP Gençliği Konferans'ta Buluştu: Gelecek Sosyalizm Olacak!

Post

“Helalleşme” Kavramının Düşündürttükleri

Post

EHP'den Adaylık Değerlendirmesi: Aday Çıkması Doğal

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı “Birlikte Değiştirelim” demek için İstanbul’da buluşuyor!

Post

EHP'den Erdoğan'a: Seni Göndereceğiz!

Post

On binler Kartal'da buluştu: Emek ve Özgürlük İttifakı seçim startını verdi

Post

Trendyol Çalışanları Direniyor

Post

Şahsım Devlet Olursa - I

Post

Şahsım Devlet Olursa - II

Post

Şahsım Devlet Olursa - III

Post

Şahsım Devlet Olursa - IV

Post

Şahsım Devlet Olursa - V

Post

Emek ve Özgürlük İttifakı: Tarihsel sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz, cumhurbaşkanı adayı çıkarmıyoruz

Post

EHP Deprem Politikaları Raporu: Yıkılmayan Kentleri İnşa Edeceğiz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk’ten Soylu’ya: HDP’yi Kapatmak İçin Hiç Heyecanlanma

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Diyarbakır’daydı

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, bugün Siirt’teydi.

Post

Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı ve Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, Şırnak’ta yapılan iki Yeşil Sol Parti seçim bürosu açılışına katıldı.

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, altı maddede hedeflerini anlattı: Bu iktidardan bir beklentimiz yok

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk öldürülen kadınların aileleriyle buluştu: Kadınların çığlığı o mecliste duyulmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: O parlamento güçlü olacaksa önce Kürt milletvekilleri konuştuğunda “Kardeş Kürt halkının diliyle konuşuldu” diye kayda geçmelidir

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Karanlık rejimi göndermek, Türkiye halklarına muazzam bir özgüven verir

Post

Yeşil Sol Parti İstanbul Adayı Öztürk’ten Diyarbakırda'ki ev baskınlarına tepki: Halk politikalarınızı beğenmezse sizi gönderir, buna alışın

Post

Neo-Feodal Toplumda Hayatta Kalma Rehberi - I

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: İşçilerin Ürettiği Değer Sermayeden Bağımsız Olmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Öztürk: Hem 1 Mayıs’tan hem de seçimlerden başarıyla çıkmalıyız

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: 1 Mayıs'ta meydanlarda işçi sınıfının gür sesini yükseltmeliyiz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: Büyük halk toplantılarıyla, halkın sözünü direkt parlamentoya taşıyabiliriz

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk: İşçi sınıfının bir günlük çalışma süresi 6 saat olmalı

Post

Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk’ten Erdoğan’a: Ağlasan da sızlasan da bu halk seni gönderecek

Post

Kuram Tartışması Önceliklidir

Post

Yasakları Yasakla